SENDEN ÖĞRENDİM

          SENDEN ÖĞRENDİM..

Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez... Hiçbir aşk da....)
 

Öyle bir gelip geçtin ki hayatımdan
Kurtulmak mümkün olmadı hiç izlerinden
Ne kadar duygu varsa yaşadım sonuna kadar
yaşattın....

Sevdim seni biliyorsun
hem de nasıl!
Gözlerini kattım gözlerime
seninle baktım herşeye
seninle gördüm görülecek ne varsa
görmek adına...

Nefret ettim senden biliyorsun
hem de nasıl!
Sendin nedeni bana göre konulan bütün noktaların
Ölmüştük biz artık
İhanet ettiğimiz sevgimizle sevgilere layık değildik...
Sana göreyse bendim arkasını dönen
çekip giden hayatından
Oysa ben yitirilmişlerimizi görmüştüm çoktan
Onaramayacağımız yıkıntılarımızın farkındaydım sadece
Gittim ama hiç unutulmuşum olmadın sen benim
Senin gözyaşlarınla ağladım hep
Her deniz kıyısında
her köhne balık lokantasında
Taksim, Beyoğlu, Anadolukavağı’nda
ve içtiğim her yudum rakıda
acıdan öleceğimi sanarak
senin şarkılarını söyledim
Ne büyük aşklar dahil
hiçbir şeyin sonsuza kadar sürmediğini
ben ilk senden öğrendim...

 
 
Giriş Sayfası Yap
Günlük Burç

İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Akif Ersoy





 
Bugün 15 ziyaretçi (30 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol